Röportaj

‘’2021 dünya açısından çok parlak bir yıl olmayacak’’

‘’2021 dünya açısından çok parlak bir yıl olmayacak’’

Asel Direktörü Atay Cafer Ürel, pandemi sürecini ve bu süreçte yaşanan ekonomik sorunları Ekonomi’ye değerlendirdi.

‘’Tek temennimiz; 2021 yılının insanoğlu ve ekonomi için daha iyi bir yıl olmasıdır’’

2020 yılını değerlendirir misiniz?

2020 yılı, hepimizin bildiği gibi öncellikle sağlık sonrasında ekononik olarak tüm sektörleri olumsuz bir şekilde etkilemiştir. KKTC olarak bir noktada şanslı olduğumuzu düşünüyorum. Bu süreçte aşırı can kaybımız ve vaka sayımız olmamıştır. Bu süreçte özellikle sağlık personellerimizi göstermiş oldukları olağanüstü çalışmalardan dolayı da kutlamak gerekir. Çünkü bulaşıcı bir salgının içerisine kendilerini riske atarak, insanların canlarını kurtarmak için mücadele ediyorlar. Dolayısıyla üstün gayretleri takdire şayandır. Ne olursa olsun, çeşitli kesimlerden eleştirilere maruz kalmalarına rağmen sağlık çalışanlarımız mücadelelerini devam ediyor.

Zaman zaman belirli tarafların hoşuna gitmeyeceği kararların alınmasını da normal görüyorum. Çünkü bir taraftan insanların canı korunurken, diğer taraftan ekonomide yaşanan sıkıntılar da önlenmeye çalışılıyor. 2020 yılında ekonomide birtakım sorunlar yaşandığı için rahatlamaya gittik. Rahatlama olunca yerel vaka sayısında artış başladı. Sonrasında tekrar sokağa çıkma yasağı ve yurtdışından gelen ziyaretçiler için kısıtlamalar yapıldı. 2021 yılına kadar can güvenliğimizi üst seviyede tutularak gelindi. Ancak ekonomide birtakım sorunlar yaşandı. Birçok şirketin kapandığını, küçük esnafların kepenk indirdiğini görüyoruz. Nüfus sayısı azalıyor, otellerimizde kapanmalar oluyor. İş azlığından dolayı iş hacimleri küçülüyor. Bu süreçte ülkelerine geri dönen birçok insan oldu. Ülkemizde büyük bir potansiyele sahip olan öğrenciler, ülkelerine geri döndüler. Öğrencilerin beslediği birçok sektörler kapanmış veya işleri durma noktasına gelmiştir. 2021 yılı için birçok ülkenin otoritelerini açıklamaları pek iç açıcı olmamasına rağmen tek temennimiz 2021 yılının insanoğlu ve ekonomi için daha iyi bir yıl olmasıdır.

Diğer taraftan ülkemizi yönetenler için temennimiz, hem insanımızın can güvenliğini sağlamaları hem de insanlarımızın ekmek kapılarını kapatmayacak bir dengeyi oluşturabilmeleridir.

 

‘’İşlerimiz yüzdelik olarak düştü’’

2020 yılı şirketimiz için de bir düşüş yılı oldu. Ancak şirketimizin çok yönlü bir şirket olmasından ve temel yaşamla ilgili ihtiyaçları sağlamasından dolayı yaşanan olumsuzluklardan çok fazla etkilenmedik.

Personellerimiz işlerine devam ediyor ve bizler de maaşlarını ödeyebiliyoruz. Şirketimiz bünyesinde klima servisi de var. Ülkemiz o kadar sıcak bir ülkedir ki; klimasız neredeyse yaşanmıyor. Dolayısıyla Kovid-19 süreci içerisinde işlerimiz devam etti. Öte yandan bankaların veya işletmelerin bozulan jeneratörlerini tamir ettik. Çünkü elektriksiz işletmelerin işlemelerini devam ettirmeleri mümkün değildi. Bizler tedarikçi olarak hizmet veriyoruz. Örneğin online olarak eğitim yapılmasına karar verildi. Biz de o dönem içerisinde online eğitim için gerekli olan kamera, bilgisayar, tablet gibi ihtiyaçları satarak döngü sağlayabildik. Dolayısıyla pandemi süreci bizleri etkiledi diyebiliriz ama çok etkiledi diyemeyiz. Sadece işlerimiz yüzdelik olarak düştü.

Çalışanlarımızı kapalı olduğumuz dönem mağdur etmeyerek, maaşlarını ödedik. Ancak her şeyden önce sağlık… Umuyorum ki ülkemizde yeniden bir kapanma olmaz. Temennimiz kapanmamak ve personellerimizi işten durdurma zorunluluğu içerisine girmemektir. Her şey eksilsin ama umudumuz eksilmesin. Umut, umut, umut…

 

‘’Ülkemizin reklam olmasın diye bir video klip bile çekmedik’’

Soru: 2021 yılından ekonomik olarak beklentiniz nedir?

2021 yılının iyi olacağını düşünmemekteyim. Çünkü aşı kampanyalarına başlandı ancak ekonomik olarak güçlü olmayan ülkeler aşıların alınması için talepte bulunuyorlar. Çünkü bu talep yerine getirilmezse eğer tüm dünya tekrardan bu virüsle mücadele içerisine girebilir. Ancak şu anda bu ülkelerin aşı talepleri yerine getirilmedi. Bu yüzden 2021 yılının dünya açısından çok parlak bir yıl olmayacağını düşünüyorum.

Ülkemiz noktasında ise umuyorum ki vakalarımızda artışın olmamasıdır. Vakanın artması ölümün de artması demektir. Aynı zamanda bu artışlar bizlerin tekrardan bir kapanmaya girmesi sebebiyet verir. Kapanmaya girdiğimiz anda ise kepenklerin bir daha açılmamasına, insanlarımızın aç kalmasına kadar yol açar. Bu aynı zamanda kredilerle ayakta durmaya çalışan esnaflarımız da batması, kredilerini ödeyememesi ve faizlerin artışının önüne geçilmemesine neden olur. Dolayısıyla her şeyden önce tedbirlerimizi almalıyız. Bu yüzden açık kalarak, bulaşmaların artmaması için devletimizin, hükümetimizin stratejiler geliştirmesi gerekmektedir.

2021 yılında ekonomik anlamda güçlenmek için yapılabilecek çok şey var. Öncellikle biz çok güzel bir ülkede yaşıyoruz. Bu anlamda bir anımı da anlatmak istiyorum. İş vesilesiyle Çin ve Türkiye’den 2 arkadaşım ülkemize gelmişti. Ülkemizde kendilerini misafir ettim ve ülkemizi çok beğendiler. İkiside ev alma kararı aldı. Çünkü ülkemizin o kadar güzel bir havası ve bir o kadar çok güzel manzaraları var. Burada önemli olan nokta ise, ülkemizin özellikle bizim gibi ağır sanayisi olmayan ülkelerde lokomotif olan İnşaat sektörüdür… İnşaat sektörü kendisine bağlı yaklaşık 85 sektörü besleyen bir sektördür. Ancak maalesef biz 2020 yılında özellikle bulaş açısından dünyada en yaşanılabilir olan, kritik veya kronik olarak hastalıkları olan insanları ülkemize getirtebilirdik. Fakat biz bunu başaramadık. Ülkemizin reklam olsun diye bir video klip bile çekmedik.

 

‘’Bizlere moral, motivasyon lazım…’’

2021 yılında öncellikle kamu reformu olmak zorundadır. Bürokrasinin azalması, daha hızlı işlemler yapabilmemiz gerekmektedir. E-devlet gibi sistemin tüm dairelerimizde, işletmelerimizde kullanılması gerekmektedir. Bu sayede trafiğe çıkmama gerek kalmaz, trafik rahatlayacaktır. Ödeme için gittiğim dairede çalışan memuru rahatsız etmez bu sayede herkesin daha rahat, daha konforlu bir şekilde işlemlerinin yapabilmesi sağlanırdı. Hem de çok kolay yöntemle… 15 bin dolarlık bir yazılım ile insanların dışarıya çıkmadan, kimseye kızmadan, kendi canını içinde bulunduğumuz salgın dönemlerinde ki gibi riske atmadan işlemlerini yapabilirdi ama yapamadık. Ancak yapmalıyız.

Ülkemizde bence şu anda en büyük eksiklik; insan moralinin düşünmemesidir. Örneğin buna bir örnek vereyim. Ercan havalimanına indikten sonra Lefkoşa’ya gelmek için yola çıkıyorsunuz. Yol üzerinden geçerken sağ tarafta dev bir tabelanın üzerine ‘Kirli Sanayi Bölgesi’ deniliyor. Benim memleketimde kirli bir yer yoktur. Kirli çok kötü bir kelimedir. Ülke, tüm toplumun evidir. Bir de insanın kendi evi vardır. İnsan yaşadığı evinin bir odasına hiç ‘evimin kirli odası’ diye bir yazı yazar mı? Yazmaz! Peki ülkemde ‘kirli sanayi bölgesi’ diye neden yazıyor. Bu durum insanın moralini, keyfini bozuyor. Bize moralimizin yerine getirileceği işler lazım… Öte yandan kamu disiplini, bir sistem ve hızlı bir şekilde çalışan bir bürokrasi gereklidir. Ancak her şeyden önce mutlu insan yetiştirme çalışmalarının olması lazım! Bizlere moral, motivasyon lazım…

Sosyal Medyada Paylaş

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL