Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO) Meclis Üyeleri ve sektörde faaliyet gösteren başarılı girişimcilerin de içerisinde yer aldığı iş insanlarından oluşan ve kısa bir süre önce kurulan KTTO Kadın Girişimciler Komitesi Meryem Çerkez Gürtunç başkanlığında faaliyetlerine başladı. Kıbrıs Türk Ticaret Odası çatısı altında kurulan Kadın Girişimciler Komitesi, kadını hayatın her alanında destekleyerek; kadının özellikle iş dünyasındaki statüsünü, bilincini ve üretkenliğini geliştirmek, ülke ekonomisine katkısını sağlamlaştırmak için bizzat faaliyetlerde bulunmayı, ayrıca bu hedefleri içeren faaliyetleri desteklemeyi amaçlıyor. Komite Başkanı Meryem Çerkez Gürtunç ile ülkemizde kadının konumu ve komitenin hedeflerine ilişkin bir röportaj gerçekleştirdik.
Kadın Girişimciler Komitesi’nin amacı nedir?
Komitemizin amacı kadının ekonomi, iş dünyası ve karar mekanizmalarının tümünde yer almasına yönelik inovatif ve çağdaş çalışmalar yapmaktır. Her sektör, her yaş, her bölge ve her ölçekteki kadın girişimcileri teşvik etmek ve desteklemek önceliklerimiz olduğu gibi aynı zamanda kadın politikalarına yön vermek ve toplumsal cinsiyet kalıplarını da değiştirmek için çalışacağız.
Sizce ülkemizde kadına ilişkin en büyük sıkıntılar nelerdir?
Kadının hemen hemen her alanda sıkıntıları vardır. Politik katılım ve karar alma mercilerinde bulunamamak ve temsil edilmemek, eğitime erişim, finansal kaynaklara erişim, toplumsal cinsiyet kalıplarından dolayı var olan ev-iş dengesi, sağlık ve cinsiyet bazlı şiddete maruz kalmak gibi. Her alanda sıkıntılar var ve KKTC’de bu konular üzerinde çalışmalar yapan yüksek öğrenim kurumları ve sivil toplum kuruluşları olmasına rağmen yine de daha fazla kolektif veriye ihtiyacımız var. Bu nedenle hem kadın çalışmaları yapan başka kurumlarla birlikte çalışmayı hedefliyoruz, hem de somut projelerle olumlu etki yaratmak istiyoruz.
Kadının ekonomideki konumu size göre ne durumdadır?
Tek kelime ile cevap verecek olsam YETERSİZ. KKTC İstatistik Kurumumuzun verilerine göre 2020 yılında kadınlarımızın sadece %33.8’i istihdam edilmişti. Bu çok üzücü ve düşük bir rakam. Esasen bunun sebeplerini inceleyip onlara çözüm aramalıyız. Kadını işgücüne katmak, kadını güçlendirmek ekonomik bağımsızlık demektir. Fakat bu da yeterli değildir. Kadınlar yeterli derecede liderlik pozisyonlarında yerlerini alamıyorlar. Aynı yetkinliklere sahip ve aynı pozisyonda olan kadın ve erkekler arasında ücret eşitsizlikleri devam etmektedir. Kadınlara ‘yakıştırılan’ meslekler var ve ev görevleri var. Kadınlar iş yerlerinde seslerini ve fikirlerini duyurmakta daha fazla zorlanıyor. Tüm bu engeller varken kadının ekonomideki yeri hem rakamsal olarak yetersiz hem de liderlik pozisyonu olarak yetersiz kalıyor. Maalesef sıkıntı dünya çapında. 1995 yılında Dünya Fortune 500 Kadın CEO sayısı sıfırdı. 2019 yılında %6.6. Dünyada bu konu ile ilgili olumlu gelişmeler olması gereken hızda ilerlemiyorken, bizim ülke olarak bu konu üzerinde yapmamız gereken daha çok çalışma var. Kadınların iş yerlerinde, siyasette, sosyal ve sivil hayatta liderlik pozisyonlarında da bulunmaları elzemdir. Kariyer adımları için eşit fırsatlar sunulmalıdır. Bunun için yapısal değişimler gereklidir; kamu politikaları, iş yerleri politikalarında değişimler ve değişim için teşvikler, ev-iş dengesi alışkanlıklarında, kadınlar için işe güvenli ulaşım konularında, hatta kullanılan dilimizde bile değişimler gereklidir. Tüm bunları yaparken de kadın iş yerinde dinlenilmelidir, iş yerine değer yaratan katkıları takdir edilmelidir. Sözel olarak takdir, finansal olarak, her şekilde takdir edilmelidir. Bu konuların sadece birine örnek verecek olursam, Birleşmiş Milletler’in verdiği rakamlara göre küresel olarak bir kadının emeği ödenmeyen ev işleri için ortalama toplam 10 yılını harcıyor. Erkekler için ise küresel veri ortalama 4 yıl. Kadının ekonomik konumunun güçlendirilmesi bir dünya gündmidir. Yer kürenin yarı popülasyonunun potansiyelinden bahsediyoruz. Cinsiyete göre değil, toplumsal kalıplara göre değil, yetkinlik ve performansa dayalı ekonomik katılım. Bunu başarmak için farkındalık gerekiyor, değişim gerekiyor. 25 yıl önce Pekin Eylem Platformu’nun cinsiyet eşitliği bakımından çığır açması beklenmekteydi. Ancak, COVID-19 pandemisinin yayılmasıyla birlikte bu süreçte cinsiyet açısından elde edilen sınırlı kazanımların da kaybedilmesi riski ile dünya karşı karşıya kalmıştır.
Pandemi döneminin kadınlar üzerindeki etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
COVID 19 pandemi süreci kadının ekonomiye kazandırılması ile ilgili maalesef ciddi tehlike yaratmaktadır. Mevcut ekonomik, sosyal, siyasi sistemlerdeki eşitsizliklerin daha da derinleşmesine yol açmaktadır. Çocukların okula ev ortamında çevrim içi olarak devam etmeleri, hasta ve yaşlıların bakım ihtiyaçlarının artması, sağlık sistemi üzerinde artan yük ile birlikte kadınlar için emeğin karşılığının ödenmediği çalışma koşulları artmıştır. Sosyal ve ekonomik kaygılar arttıkça, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet de her gün artmaktadır.
Son olarak neler söylemek istersiniz?
Kadının toplumdaki sosyal, siyasi ve ekonomik statüsünü iyileştirici çalışmalar yapmak ve kadının iş dünyasındaki görünürlüğünün ve etkinliğinin artırılması odağı ile çalışmalarımızı yürütürken, ülkemizde kadın politikalarının geliştirilmesine öncülük etmek, yön vermek de önceliğimiz olacaktır. Bu bağlamda amaçları kadın çalışmaları olan dernek, vakıf, kurum ve kuruluşlar ile dayanışma içerisinde bir güç birliği yaratmanın öneminin farkındayız. Bu yönde de kısa süre içerisinde adımlar atacağız. Özellikle içerisinde bulunduğumuz pandemi sürecinde kadın girişimcilere katkı ve destek sağlamak amacı ile önemli projelere imza atmayı hedefliyoruz. KTTO Kadın Girişimciler Komitesi’ne tüm iş dünyasından etkin katılım sağlaması önem arz etmektedir. Bu vesile ile girişimciliğin ülkemizde tanıtılması, yaygınlaştırılması, teşvik edilmesi için gönüllü olarak çalışmak isteyen tüm iş insanlarına işbirliği çağrısı yapmak istiyorum.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)