Röportaj

‘’Her kriz bir fırsattır ama bu kriz bir sağlık krizidir bunu da unutmamak gerekir’’

‘’Her kriz bir fırsattır ama bu kriz bir sağlık krizidir bunu da unutmamak gerekir’’

Özyalçın Construction Direktörü Yağmur Özyalçın pandemi dönemini değerlendirerek sektörün esasen pandemiden değil dövizin artışından yükseldiğini savundu.

Pandemi gerçeği tüm sektörleri etkiledi ama her şeye rağmen halimize şükretmeliyiz. Açıkçası pandemiyi tam anlamıyla yaşamadık ve umuyorum ki yaşamayız. Pandemiden ziyade inşaat sektörünü etkileyen dövizin artışıdır. Pandeminin etkisinden ziyade, yurtdışına uçuşların durmasıyla zaten piyasamız darmaduman oluyor. Aslında konumuz, insanların yurtdışından uçuşların durmasından dolayı gelip ev almaması değil; mevcut evleri alıp ama Kıbrıs’a gelip evlerini teslim almak isteyen ya da yeni yılda Kıbrıs’a gelip anahtarlarını teslim alamayan insanlardan oluşan sorundur. Bu sorun özellikle bizler için çok büyük bir olumsuzluk yaratıyor. Çünkü tüm müteahhitler, evlerin anahtarını teslim ettiği zaman ödemelerinin tam kısmını alabiliyor. Şu durumda da bizlerin yaptığımız inşaatlarımızı durdurmamız gibi bir lüksümüz yok.  Çünkü biz özel sektör olarak belirli bir iş gücümüz var ve bu işgücünü bir şekilde desteklemekle yükümlüyüz. ‘’Pandemi oldu diye iş yapmayalım, işleri durduralım’’ diyemeyiz.

Öte yandan kapıların kapalı olması bir sorundur ama dövizin artması çok daha büyük sorundur. Çünkü Kıbrıs’ta insanlar TL kazanıyor ve evi için taksit ödeyen birçok insan var ve ev taksitleri genel olarak döviz ile yapılmaktadır. Çünkü evler döviz olarak satılmaktadır. Bu durumda özellikle tahsilatta büyük bir sorun yaratıyor. Bu da bütçede, nakit akışlarımızı bozdu. Elimiz, kolumuz bağlı oturuyor ve ne olacağını bekliyoruz.

 

‘’Ülkede usta, işçi bulamıyoruz’’

Vergi kalemine bakıldığında inşaat sektörü %40’nı tutmaktadır. İnşaat sektörü, kendinden ayrı 80-90 ayrı alt sektörü besleyen bir sektördür. İş gücü olarak bakıldığında, bizlerin devamlı olarak yurtdışından getirdiğimiz çalışanlar var ve öte yandan yurtiçinde olan istihdamlarımız var. Ancak elde olmayan ve pandemiden dolayı mevcut çalışanlarımızın büyük bir kısmı ülkelerine geri dönüş yaptılar. Bu durumda da bu insanları geri getiremiyoruz. Yerel işgücü çok düşük ve özellikle ara eleman noktasında çok büyük bir sorunla karşı karşıyayız. Ülkede usta, işçi bulamıyoruz. Çünkü bizler evlatlarımız doktor, mühendis, öğretmen olsun istiyoruz. Ancak tesisatçının maaşı ile mühendisin maaşı aynıdır. Özellikle meslek liselerinden ara elaman yetiştirmeliyiz. Kendi yağımızda kavrulmalıyız.

 

‘’İnsanlarımızı bizler elimizle yurtdışına gönderiyoruz ve gelmelerini sağlayacak bir ortam da sağlayamıyoruz’’

Döviz üzerinden ödendikleri için ciddi bir ayrıcalıktır. Ancak pandemi süreci onları da ciddi bir şekilde etkiledi. Pandemiden önceden Güney Kıbrıs’ta çalışan birçok vatandaşımız vardı. Her şey önce bizlerde en çok beyin göçü var. Kıbrıslı çok yetenekli, kalifiyeli, nitelikli insanlarımız yurtdışında yaşamaktadır. Bizler bu insanlarımızı adaya çekemiyoruz. Devlet, ‘’yurtdışındaki Kıbrıslıları adaya getirmek için muafiyet kullanacağız’’ diyemiyor. En basitinden Kıbrıslı Türkler için askerlik problemi var. İnsanlarımızı bizler elimizle yurtdışına gönderiyoruz ve gelmelerini sağlayacak bir ortam da sağlayamıyoruz.

 

‘’Sağlık noktasında başarılı gidiyoruz ama devletin özel sektörü rahatlatıcı daha önlemleri alması gerekiyor’’

Şu anda zaman olarak her şey durmuş vaziyettedir. Stoklarda malzeme kalmamıştır. En basitinden boya arıyorduk fakat hiçbir yerde bulamadık. İnsanlar stok tutmak da istemiyor. Çünkü herkes kapanma korkusu içerisinde yaşıyor. Bilinmezlik içerisinde yüzüyoruz ve nereye yüzdüğümüzü bilmiyoruz. Önümüzü görmüyoruz, bilmiyoruz.

En basit ürünler bile stoklarda tutulmuyor. Her şey için ön ödeme gerekiyor. Bu da ciddi bir maliyet anlamına geliyor. Zaten malzemeleri döviz ile aldığımız için üretim maliyetlerimiz de yükselmeye başladı. Öte yandan bizi başka bir sorun daha beklemektedir. Biz fiyatını belirlediğimiz, satışa çıkarttığımız ürünün fiyatını değiştiremiyoruz. Bu da demek oluyor ki kârlar azalmaya başlıyor ama vergilerimizi aynı olarak ödemeye devam ediyoruz. Bu durumda yakın tarihte hem inşaatın hem de tüm özel sektörlerin yaşadığı en büyük sorun olacaktır. Sağlık noktasında başarılı gidiyoruz ama devletin özel sektörü rahatlatıcı daha önlemleri alması gerekiyor.

 

‘’Her kriz bir fırsattır ama bu kriz bir sağlık krizidir bunu da unutmamak gerekir’’

Yatırımlar yapılıyor ama devletin de belirli bir gücü vardır ve o gücü oranında yapabiliyor. ‘’6 ay sosyal sigortalara ödeme yapmayayım’’ diyemeyiz. Çünkü devletimiz bu kadar güçlü değildir. Biz özel sektör olarak, çok dikkatli adımlar atmamız gerekiyor. Kararsız davranmamalıyız. Risk almak için doğru bir dönemde değiliz. Her kriz bir fırsattır ama bu kriz bir sağlık krizidir bunu da unutmamak gerekir. Temkinli davranmakta fayda var.

 

‘’Çözüm odaklı çalışmaları çok güzel’’

İş İnsanları Derneğinin özellikle üyelerine sürekli ziyaretler yapmaları, sorunlarını dinlemeleri, paylaşımcı olmaları, çözüm odaklı çalışmaları çok güzel! Bağımsız bir topluluk olarak kendilerini ifade edebilme güçleri ciddi anlamda çok yüksek.

 

Sivil toplum örgütlerinin ülkemizde etkin rol oynadığını düşünüyor musunuz?

Sivil toplum örgütlerinin ve sosyal medyanın ülkede çok ciddi rol oynadığına inanan birisiyim. Bunu da özellikle pandemi krizinde gördük. Sivil toplum örgütleri, toplum ile daha fazla iç içe oldukları için kamuya çok güzel aktarımlarda bulunuyorlar.

Sosyal Medyada Paylaş

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL