Röportaj

İCRADA BEKLEYEN DOSYALAR DEVREYE GİRMELİ

İCRADA BEKLEYEN DOSYALAR DEVREYE GİRMELİ

Kalkınma Bankası Genel Müdürü İnanç Babaliki Kıbrıs Arena’ya önemli açıklamalarda bulunarak, en büyük sorunun mahkemelerde yıllardır bekleyen dosyaların işlem görmemesinden dolayı yaşanan kaos olduğunu vurguladı.

Faiz indirimlerinden faizlerin silinmesi konusuna kadar merak edilen bir çok soruyu cevaplayan Babaliki, ticari bankalarla işbirliğinin önemine vurgu yaptı.

‘Yasanın acilen revize edilmesi şarttır’

Göreve atandığım zaman ki süreçte öncelikle ilk iş olarak Kalkınma Bankası’nın Yasası’nı ve Tüzüğünü okuyarak, öğrenmek istedim. Gün geçtikçe ve önüme gelen dosyaları inceledikçe buradaki yapıyı kafamda oturtmaya başladığım zaman öğrendiğim ve yapılanın farklı olduğunu gördüm. Örneğin yasada Genel Müdür’ün kredi verme yetkisi var, fakat bir de gördük ki 3 milyon yetkisi olan müdürün 2004 yılında Türk Lirası’ndan sıfır atıldığı dönem yasanın revize edilmemesi ile yetki 3 TL oldu. Bu konuda gerekli avukatları arayarak bilgi aldım. Kalkınma Bankası 1993 yılında kurulduğu zaman yasa ne şekilde emretmişse bugün 2021 yılında da ayni yasa ayni emirle devam etmektedir. Yani 2004 yılında Türk Lirası’ndan 6 sıfır atıldığı zaman müdürün yetkisi 3 TL’ye düştü. Böylece Genel Müdürünün kredi verme yetkisi ortadan kalktı. Bu önemli bir yapısal sıkıntıdır. Çünkü ben banka olarak hayvancıya, sanayiciye ve turizmciye krediyi hızlı kullandırma gibi bir olanak sunmuyorum. Yönetim Kurulumuz 3 haftada bir ancak toplanıyor ve bazı kararların alınması zaman alıyor. Bunların hızlandırılması için yasanın değiştirilmesi şarttır. Yeni bir yasa çalışmamız yapıldı ama hükümetlerin değişmesinden dolayı halen bir ilerleme kaydedemedik.

 

‘Bir an önce otomasyon sistemine geçilmelidir’

Banka olarak bir otomasyon sistemimiz yok. Bizim önce Merkezi İhale Komisyonu’nda ihaleye çıkmamız gerekiyor. Ciddi bir sistemsel altyapı ve donanım gerekiyor. Biz 1993 yılından beri ayni sistemi kullanıyoruz. O yıllarda alınan bilgisayar programı nasılsa o günden bugüne modüller eklenerek alışılagelmiş bir sistemle çalışmalar yürütülüyor. Bir an önce bu programın güncellenmesi ya da değiştirilmesi gerekiyor. Gerektiği şekilde alt yapının, programın, serverlerin güçlendirilmesi gerekiyor. Biz dıştan saldırı alır mıyız diye endişe etmiyoruz. Çünkü bizim serverlerimizde alınacak bilgiler yok. İşlemlerin hızlanması için bir an önce bunların yenilenmesi gerekiyor. Bir rapor talep ettiğim zaman bir tuşla bunları yapabilmeliyim, fakat şuan bunu yapamadığımız için işlemler zaman alıyor. Burada otomasyon sistemi kullanılarak sistemin değişmesi kaçınılmazdır. Bir otomasyon sistemi için çeşitli şirketlerle görüşmeye başladık. Ama süreç hızlı ilerlemediği bugün tamam yeni bir sisteme geçeceğiz desek de 2022 yılının sonuna ancak bu sistemi hayata geçirebiliriz.

‘Esas sorunumuz donuk kredilerin icraya gidememesidir’

Krediler konusu sürekli gündeme geliyor. Her şirket kredi kullanabiliyor mu? Bugüne kadar kaç şirket kredilerden yararlandı? Bu şirketlerin yüzde kaçı düzenli ödeme yapıyor? İcralık olan şirketlere nasıl bir uygulama yapılıyor? Biz banka olarak Tüzel kişilere kredi veriyoruz. Tabi bu şirketlerin hepsine kredi vermiyoruz. Yap-sat veya üretimi olmayan şirketlere kredi kullandırmıyoruz. Bugüne kadar 1086 tüzel kişiye kredi kullandırdık. Kalkınma Bankası olarak verdiğimiz kredilerin %25-30’undan geri dönüş almıyoruz fakat rakamsal olarak baktığımız zaman bu sayı %53’lere çıkıyor. Bizim esas sorunumuz ödenmeyen kredilerin icraya gidememesidir. 3-4 ödenmeyen donuk krediler için icraya çıkarıldı fakat müşterimiz ile anlaşmalı olarak icraya çıkılıyor. Yani bu biraz da müşterinin isteği üzerine oluyor. Yani ‘’artık ben bu rakamı ödeyemeyeceğim icraya çıkın’’ diyor. Tapu Dairesi’nin ya da Mahkemenin emri ile icraya çıkan herhangi bir dosyamız yok. Bu donuk krediler zamanında icraya çıksa ve işlem görseydi bugün %53’lerde olan donuk kredi yüzdeliği %20’lere düşerdi. Algı çok önemlidir. Kalkınma Bankası’ndan alınan krediler ödenmiyor yerine icraya gidilerek yasal mevzuatın uygulandığı bilinirse Kalkınma Bankası’ndaki olumsuz algı ortadan kalkar. Bizim verdiğimiz tüm krediler teminatlıdır. 2000’li yıllardan bugüne kadar geçen sürede yaşanan döviz yükselişinden kaynaklı teminat açığımız olabilir ama 100’de yüz kullandırılan kredilerimizin tümünde gayrimenkul ipoteklidir. 20 bin dolar’ın üzerinde talep edilen krediler için banka teminat mektubu veya gayrimenkul ipoteği alıyoruz. İcranın ilerlemesi bankamız için önemlidir. Şuan 300’ün üzerinde icralık dosya beklemektedir. Yapılandırma konusunda müşterimizin talebi doğrultusunda değerlendirme yapıyoruz. Yasal takip birimimiz ve yönetim kurulumuz tarafından değerlendirmeye alıyoruz. Eğer hüküm alınmış bir dosya ise hükmün üzerine karar alamayacağımız için hüküm ne emretmişse o yönde ilerlemesini istiyoruz.

Kalkınma Bankası’nın bankaların karından %2 aldığı ve bankaların verilen kredilerden geri dönüşüm alınmamasından duydukları rahatsızlık var… Bu kredilerin doğru yerlere verildiği söylenebilinir mi?

Bugünkü durum baktığımız zaman kredilerin doğru yerlere verildiğini söyleyebilirim. Hakedişe göre kredilendirme yapılıyor. Bankalar kar oranlarından Kalkınma Bankası’na %2’lik bir oran veriyor ve biz bunu müşterilerimize kredilendiriyoruz. Tabi Bankalar Birliği %2’nin siyasi amaçlarla kredilerin kullandırıldığını iddia ediyor. Ticari Bankalar da yaptırıma gitmelidir. Bizim bütün çabamız mudilerimizin geri dönüşümünü sağlamaktır. Biz eğer bu geri dönüşümü sağlarsak Bankalar Birliği’ne kendimizi daha iyi ifade edebiliriz. Ticari Bankalardan da destek görmediğimiz için büyük sıkıntı yaşıyoruz. Bu yüzden tek kaynağımız olan %2’yi de almak zorunluluğu doğuyor. Eğer icralar tam çalışır ve ticari bankalar bizim çalıştığımız mantıkla çalışır ve sıkıntılı veya sorun çıkaran hesapları Kalkınma Bankasında kapatma yönünde bir girişim yaparsa %2’lik oran düşerek minimum noktalara çekilebilir. Yani ticari bankalarla bizim karşılıklı olarak korumamız gerekir.

Donuk kredilerin süreci nedir?

Bankanın kurulduğu günden itibaren krediler veriliyor ve o yıllara ait donuk krediler var. Tabi bu donuklar hüküm almış ya da icra sürecinde olan donuklardır. Burada özerk bir yapı var ve yönetim kurulu tamamen siyasi atamalarla yapılıyor… Peki kredi verilirken siyasi baskı kullanılıyor mu?Özerk yapının içerisinde siyasi baskı oluşamaz. Burada işlemler matematiksel süreçlerden geçtiği için müşterinin borç ödeme gücü, fizibilite araştırması ya da bilançosu gibi konularda gerçekten ciddi bir çalışma yapılıyor. Siyasi baskı anlamında yapılacak tek birşey olabilir o da dosyanın hızlanması yönündedir. Yani bakan da ararsa başbakan da ararsa eğer müşterinin sicili temiz değil ya da ödeyeceği miktarı ödeyemeyeceğini düşünürsek bu gibi kredilerin verilmesi mümkün değildir.

Faizlerin silinmesi söz konusu mu?

Faiz silinmesi diye bir durum söz konusu değildir. ancak farklı kaynaklardan fon bulunması kaydı ile tabi bankanın haklarına helal gelmeksizin faizler silinebilir. Bu fonlardan gerekli miktarlar alınırsa biz de müşteriden faiz talep etmeyiz.

Faiz indirimi ya da yapılandırma söz konusu mu?

Kredilerdeki faiz indirimi ya da af konusu hep gündeme olan bir konu. Benim atanma dönemimde bir müşterimizin talebi oldu. Müşterimizin bize 10 bin TL (rakamlar olayı anlamanız içindir) borcu vardı ve bize 7 bin vermeyi ve kapatmayı önerdi. Bu yönetim kurulu uhdesinde görüşülüp konuşuldu. Bakıldı ki müşterinin bize olan teminatı 5 bin TL’dir. Mantık olarak icraya gideceksek 5 bin TL alacağız, müşterinin teklifini kabul edersek de 7 bin TL alacağız. Biz buna bankacılıkta bonifikasyon diyoruz yani ankalarda tasfiyeye uğramış alacaklar arasında, ödemelerini düzenli yapmış, ancak borçları ödeyememezlik durumuna düşmüş iyi niyetli borçlulara uygulanan taksit kolaylığı ile faiz ve komisyon indirimidir. Biz bunu yaptık fakat biz Sayıştaylığa bağlı olduğumuz için bize ‘’siz bonifikasyon yapamazsınız’’ diye bir yazı geldi. Bizim yasamızda yapılabilir diye bir ifade var ama altı boştur. Sayıştaylık bunun siyasi çıkarlar uğruna kullanılabileceğini düşündüğü için bunun yapılmaması yönünde bir tavsiyesi oldu. Yine bankamızın ve Sayıştaylığın düşünceleri örtüştü. Yani bir şey yapılacaksa bir denge olmalıdır. Herkese ayni ve eşit dokunulmalıdır.  Eğer altı boş bir madde ise bununla ilgili farklı kararlar alınıp uygulanabilir. Bu yasadaki boşluktan dolayı kararı iptal etmek zorunda kaldık. Yapılandırma yapılmasında sıkıntı yok ama bonifikasyonun yasamızda daha açıklayıcı şekilde yer alması gerekiyor. Bunlar ticari bankalarda yapılıyor. Ticari bankalardaki icra sistemi ciddi şekilde işliyor.

Küçük esnaf destekleri devam ediyor mu?

Esnaf ve Sanatkarlar Odası ile bir protokol yaptık. Pandemi süreci geçirdik ve kapanan işletmeler oldu. Düşünüldü ki bugüne kadar verilen kredilerin çoğu büyük kredilerdi. Bu dönemde pandemi koşullarında küçük kredilerle küçük esnafa verilen krediler önemli bir can suyu olacak diye düşündük ve tek çalışana kadar 50 bin 2 çalışana kadar 100 bin Türk Lirası krediler verdik. Sicili temiz müşterilerimiz kredi alabiliyor ve sorun yaşamıyor.

Üreticilere yönelik verilen krediler vardı özellikle seracılara… O yıllarda döviz üzerinden verilen kredileri ödeyemeyen üreticiler dövizin yükselmesi ile mağduriyet yaşıyor. Bu konu ile ilgili bir girişim yapılması düşünülüyor mu?

Seracılar Birliği ile bir çok toplantı gerçekleştirdik. Onların talepleri de faizlerin silinmesi ve durdurulması yönündeydi. Biz onlara da silemeyeceğimizi söyledik. Onlara bir fon bulmalarını ve o kaynaktan o parayı aktarmaları durumunda faizlerin silinebileceğini söyledik. Borçların ertelenmesi gibi bir durum söz konusu değildir, olamaz. Bir banka olarak bir dokunuş yapacak isek bireysel olmamasını istedik. 2010 yılında alınan borçlar çok yükseldi. Bu borçların döviz kurundan Türk Lirası’na çevrilmesi onları daha da batağa çekecektir. Döviz faizleri %4’lerde, Türk Lirası’nın ise %12’lerdir.

 

 Kalkınma Bankası 1993 yılında kurulduğu zaman yasa ne şekilde emretmişse bugün 2021 yılında da ayni yasa ayni emirle devam etmektedir. Yani 2004 yılında Türk Lirası’ndan 6 sıfır atıldığı zaman müdürün yetkisi 3 TL’ye düştü. Böylece Genel Müdürünün kredi verme yetkisi ortadan kalktı. Bu önemli bir yapısal sıkıntıdır. Çünkü ben banka olarak hayvancıya, sanayiciye ve turizmciye krediyi hızlı kullandırma gibi bir olanak sunmuyorum.

 Bizim esas sorunumuz ödenmeyen kredilerin icraya gidememesidir. 3-4 ödenmeyen donuk krediler için icraya çıkarıldı fakat müşterimiz ile anlaşmalı olarak icraya çıkılıyor. Yani bu biraz da müşterinin isteği üzerine oluyor. Yani ‘’artık ben bu rakamı ödeyemeyeceğim icraya çıkın’’ diyor.

 

 

Sosyal Medyada Paylaş

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL